26 Nisan 2012 Perşembe

JOSEPH CONRAD - DÖNÜŞ

İçsel ve psikolojik bir drama olan Dönüş, insanlar arası ilişkileri, çatışma atmosferlerini ve zihinden geçen düşünceleri anlatmakta dünyanın en usta kalemlerinden biri olan Joseph Conrad'ın anlatım derinliği ve gerçekçi kurgulanmış, yerinde ve düşündürücü çatışma sahneleriyle, insanlığın birbirine duyduğu hürmet, samimiyet ve güvenin altında yatan pek çok soruyu gündeme getiriyor.


Zengin ve politik olarak da güçlü bir iş adamı olan Alvan Hervey, bir gün iş seyahatinden evine döndüğünde, eşinin, kendisini terk ettiğini bildiren bir mektup bulur boş evde. Yaşadığı derin iç bunalımı ve büyük çöküş, kısa bir zaman sonra eve geri gelen Bayan Hervey'in pişmanlığını belirtmesine rağmen, büyük bir çatışmaya dönüşür.


Esasta sevgiye, sevilmeye hasret olan Bayan Hervey, bir oyun mu oynamıştır, yoksa gerçekten de terk etme amacıyla evden ayrılmış ama cesaret edemeyerek geri mi dönmüştür?
Çevremizde, sevgisine sahip olduğumuz insanlara acaba ne kadar sevgi gösteriyoruz, onları ne kadar anlıyoruz? Bu büyük eserinde Conrad, bize kendi dünyamızı da sorgulayabileceğimiz önemli sorular hediye ediyor.


Gerçekler, gözyaşlarının arkasına saklı kalan buğulu gözlerde yıkıcı birer acıya dönüşür. Peki, bir gerçek sizi ne kadar incitebilir? Yanıtı mı? Hervey'in zihninde...

ANTON ÇEHOV - KABUĞUNA SİNMİŞ ADAM


Kabuğuna Sinmiş Adam, Çehov’un yarattığı yaratıcı durum öykülerinin en güzellerinden bir tanesi. Bu öyküye eşlik eden diğer seçkin öyküleriyle Çehov, modern zamanların en büyük yazarlarından biri olarak kabul edilmeyi nasıl başardığını gösteriyor.


Bir öykü yaratıcısı olarak Çehov, yarattığı karakterlerin derinlerini, iç çekişmelerini ve düşüncelerini okuruna anlatmaktan büyük bir zevk duyuyor ve yıllar içinde edindiği ustalıkla okurunun damağında değişmez, üstün bir tat bırakıyor.


Çehov, dünya edebiyatının yıkılmaz kalelerinden, çağlara meydan okuyan dilsel gücüyle kültür dünyamızın duayenlerinden biri olarak bu taptaze, duru çevirisi ile yeniden okunmayı fazlasıyla hak ediyor. 

AŞK YAZ SAVAŞ - EUGENIA FAKINOU



Maria, evlilikten kaçıp evinden ayrılıp büyülü şehir İskenderiye’ye doğru tek başına yola çıktığında henüz daha on ikisindeydi. Yaşamın kendisine cömert davrandığını söylemek zor. Savaşın çetin koşullarını yaşamış ve sevdiği adamı savaşa kurban vermiş olan yaralı Maria’nın yaşamdaki tüm umudu silinmişken, ortalama bir aşka teslim olup yaşamını kökten değiştirmek cesaretini gösterdiğinde ancak yirmi altısına varmıştı. Savaş sonrası yokluklarıyla, isyanlarla, politik kavgalarla, var olma savaşlarıyla geçen, öğrenme aşkının süslediği, çalışkanlığın yaşanılır kıldığı bir ibret hikâyesi Maria’nınki… Her satırı yaşanmış, her satırı büyülü… Aşka kucak açmanın ve ona teslim olmanın değil; aşka karşı savaşmanın ve onu kullanmanın direnmenin, dayanmanın ve yaşamının soluk kesen öyküsü…

" Aşk, Yaz, Savaş keyfiyle okuyucuyu kazanıp insana hayatın ötesinde "laus vitae"yi sunuyor. İyi bir edebiyat eserinin elinizde bulunmasından daha iyi ne olabilir ki?" V.D. Anagnostopulos Thessalia Üniversitesi Öğretim Görevlisi "…

Kişisel ve toplu anıların bağlantısından oluşan kurgusundaki Evgenia Fakinu'nun gücü insanı etkiliyor. Sonucunda büyük bir ustalıkla, karakterlerinin değişimini en inandırıcı şekilde belirtme gücüne sahip olaylar yaratmayı başarıyor…"

Yorgos Vaylakis Diavazo Edebiyat Dergisi Mart 2004 "…

Evgenia Fakinu, her seferinde kurduğu daha basit ancak oldukça net ve duru, sadeliğin kattığı güzelliklerle zenginleşen bir anlatımın içinden çıkarak güçlü duygular yaratan etkileyici sahneler yaratarak dilini daha keyifli hale getirebilecek bir olgunlukla yazıyor."

M.G. Meraklis Atina Üni. prof. İ LEKSİ Edebiyat Dergisi Ağustos 2003

"..kişisel ve toplumsal hafıza ve birikimi, kendi kendini tanıma denizine doğru götüren bir sandal gibi değil mi Evgenia Fakinu'nun romanında belirip kaybolan. Chopen'in piyanoda çalınan "Nocturne"ne benzer bir müzik gibi duyuluyor. Susuyorsun."
Eleftheria Gazetesi
Mayıs 2003

"Bazı insanlar vardır… Büyük bir hareket yapmaksızın şaheserler yaratırlar. Topraklarının tarihi tenine işlemiştir onların ama sessiz kalarak kendi yollarına devam etmişlerdir. Evgenia Fakinu'nun yeni kitabının kahramanı da böylesi bir insan."

Mikela Hartulari
TA NEA Gazetesi Mayıs 2003

TÜRKLER FİLİSTİN'E GELİRSE - ALEXANDER AAROHNSON

I.Dünya Savaşı’nın sonlarındaki buhranlı günlerde, İngiliz işgalinin başladığı,Almanlarla mücadelenin kızıştığı, İtalyanların işgalleri arttırdığı ve Osmanlı’nın ordusunu bölgeden çekmeye çalıştığı günler… Osmanlı Ordusu’nun bütün gücünü Afrika’nın kuzeyinden Filistin’e, oradan da Anadolu’ya kaydırma çabaları… Osmanlı’nın askeri duruşunu, yönetim zaaflarını ve yaşanan dramların büyüklüğünü anlatan, gerçek bir öykü…

Yazarın tanıklığıyla, sonuna kadar gerçek olayları ve iç gözlemleri içeren, devre dair önemli bir anlatı… Dünyayla ilişikleri kesilmiş, açlıktan kıvranan bedenlerine güç verecek hiçbir şeyleri olmadan, yüreklerini ezen barbar asker çizmelerinin altında, Filistin’in hayalperestleri pes etmediler. Herkes silah ve kılıçlarla savaşırken, onlar ruhları için ruhlarıyla savaştılar. Bırakın bu savaşların kaydını yazmanın zamanını, Filistin’in yüce kahramanlarına adalet getirmeye çalışmanın bile zamanı henüz gelmedi. Bu kitap sadece binlerce yoldaşından daha azını başarabilmiş ve daha az acı çekmiş birinin kişisel tecrübelerinden bazılarının öyküsüdür.

CENK KAYAKUŞ - SAPLATI

Tarihin karanlık dönemlerinden gelen inanılmaz bir gizem... Petrol zengini bir Arab’ın bu tehlikeli sırra karşı duyduğu derin bir saplantı... Hakan Geda ve Semih Erkan, bu kez çok daha geniş çapta bir felaketin içinde yer alıyorlar. Bu sefer kurtarmaları gereken sadece kendileri değil; yaklaşan büyük felaketten habersiz, hayatlarına devam eden binlerce masum insan... Bu korkunç felaket durdurulabilecek mi? Kesin olan tek bir fley var. Dünyayı bir deliliğin eşiğinden döndürmek için feda edilenler, ardında geri dönüşü olmayan izler bırakacaklar... Aksiyon ve gerilim öğelerinin ustaca harmanlandığı bu kitabı son sayfasına ulaşmadan elinizden bırakmak istemeyeceksiniz.

KARİYER DOLMUŞU - HÜLYA ÇIZIKMAN / ERDEM KARAGÖZ

Dünya üzerinde daima sürdüre geldiğimiz bireysel varoluş mücadelemizde artık kesinlikle geri dönemeyeceğimiz bir noktaya geldik. Bu nokta, bireysel varoluşlarımızı bireysel yetenek, etkinlik ve doğru kurgulanmış kişisel kariyer stratejilerine sonsuz büyüklükte bir önem, varoluşsal bir gereklilik yüklemeye başladı. Yaşamımızı hangi konfor ve şartlar altında sürdüreceğimiz, artık tamamıyla bireysel yeteneklerimizi hangi etkinlikte ve hangi strateji ile kullanacağımıza bağlı. Erdem Karagöz ve Hülya Çızıkman da, bu gerçeği pek çoklarımızdan önce fark etmenin verdiği tecrübe ile, bu konudaki bilgilerini ve bireysel strateji geliştirme yöntemlerini bizlerle paylaşıyorlar. Stratejik düşünmeye bir yerden başlamak isteyenler için adım adım hedefe götüren bir rehber.
Kariyer dolmuşu kalkıyor. Son durağa kadar gitmeye cesaretin var mı?



PAUL CARSON - NEŞTER

Aslında çok sürükleyici, olay örgüsü zengin bir yapıttı. İki günde bitirdim. Fakat polisiye bir roman değildi. Zira katilin romanın başından beri yazar tarafından tanıtılması bence merak duygusunu kesiyordu. Bir de katilin üst üste bu kadar çabuk cinayet işlemeye başlaması bence inandırıcı değildi. Ama okuyanları asla pişman etmeyecek, bir çırpıda okunabilecek çok akıcı bir anlatımı ve kurgusu var yazarın.( idefix.com'dan alınmıştır.)

Bu kitabı uzun sürecek bir tren yolculuğunda beni biraz eğlendirsin diye almıştım ama ne treni hatırlıyorum, ne yolu, ne de zamanın nasıl geçtiğini. Hayatımda böyle sürükleyici bir kitap okumadım sanırım. Katille birlikte kıvrandım resmen ve ilk kez bir katili anladığımı hissettim. Okunmalı, mutlaka okunmalı...(idefix.com'dan alınmıştır.)

Tek kelimeyle süper.Harika bir kurgusu var.Son zamanlarda okuduğum en iyi polisiye...(idefix.com'dan alınmıştır.