29 Eylül 2010 Çarşamba

ŞİRKET - HRİSTOS A. HOMENİDİS

Yunanistan’ın bir dönemine ışık tutmaya çalışan başarılı bir roman olarak Şirket; ülkede yıllarca hüküm süren büyük bir organizasyonun gizli kapaklı işlerini, karşı gelenleri yollarından çekmek için işledikleri cinayetleri, ayak oyunlarını ve örgütün yapısını açıkça gözler önüne seren bir hikâyeyle, gerçeğin kurguyla inanılmaz bir buluşması…

Sağlam karakterlerle örülü, ülkemizin gündemiyle de neredeyse tamamıyla örtüşen bir roman olarak Şirket, siyasal terörün, çıkar ilişkilerinin ne denli köklü bir organizyona sahip olabileceğinin kanıtlarını ortaya koyarken, olaylara birden çok kişinin gözünden bakabilen yazarın ustalığı sayesinde de günü iyi anlayabilmemize fırsat verecek bir entrika ve kurmaca rehberine dönüşüyor.

Homenidis, tarihten esinlenerek, başrolde bir yandan teröristlerin diğer yandan da onları kovalayanların olduğu muhteşem bir roman yazmış.
Kostas Farmakis, Status Dergisi

Homenidis’in anlatımı halk romancılığı çevresinde yükselip, derin bir siyasi drama dönüşüyor…”
Haris Mavromatis, Apogeumatini tis Kirlakis Gazetesi

Homenidis, bu kitabında hiç olmadığı kadar küfürbaz, analizci ve okuması zevk verici…”
Eleni Giga, To Ethnos Gazetesi 


1)Çıktığı gün aldığım nadir romanlardan biri ama inanın o kadar etkileyici bir roman olduğunu tahmin edemezdim. Genel siyasal durumdan komplo teorilerine uzanan ve bir darbe peşinde geçen onlarca ömür ama daha da ötesi bu kişilerin de birer insan olduğunu atlamayan inanılmaz bir bakış açısı var romanın. Öyle sahneler var ki bir film olsa defalarca seyretmek isterdim doğrusu. İnanılmaz, mükemmel, mucizevi bir anlatım... Hayatta okuduğum en çarpıcı 10 romandan biri bence. Mükemmel, tek kelimeyle mükemmel...(idefix.com'dan alınmıştır.)

ERDEM KARAGÖZ'DEN MARKA ÇOCUK YETİŞTİRMEK


Parmaklarınızın arasında tuttuğunuz bir kitapla dünyanın kaderini değiştire-bilirsiniz. Marka çocuk yetiştirmek sizin elinizde. Bir heykeltıraş olan anne ve ba-ba olarak unutmayın, Mustafa Kemal, Einstein, Edison, Mozart da sizin gibi anne ve babaların çocuklarıydı.
İki kartal öyküsü arasında bir arınma ve değişim sizi bekliyor. Sadece çocuğu-nuz için değil, ülkeniz için de sizi bu sayfalara davet ediyoruz.
Bu kitapla iyi bir anne baba olma söz-leşmesi, gerçek özgüven, odaklanma, af-fetme ve gerçek bir gelecek üretmenin püf noktalarını sizlerle paylaşıyoruz. Bir solukta okuyacağınıza ve dostlarınıza en güzel hediye olarak sunacağınıza eminiz.
Marka çocuklar yetiştirmek için bir rehber…

MICHAEL SHERMER'DAN İNSANLAR NEDEN SAÇMA ŞEYLERE İNANIR


Neden insanların çoğu zihin okuma, geçmiş hayattaki deneyimlerle ilgili terapiler, dünya dışı yaratıklar tarafından kaçırılma ve hayaletler gibi şeylere inanmakta? Bilimsel yaratışçılığın yükselişine ön ayak olan ve Yahudi soykırımının asla gerçekleşmediği inancını körükleyen şey nedir? Neden sözde bilimsel aydınlanmanın gerçekleştiği bu çağda, bu tarz hurafelerden her zamankinden daha fazla etkileniyormuş gibi görünüyoruz? Popüler batıl inançlar üzerine herhangi bir önyargı gütmeyen ve araştırma sürecinde de tamamen bilimsel teknikleri kullanan bilim tarihçisi Michael Shermer, bu sıra dışı iddiaları çürütüp bütün insanların bu fenomenleri, komplo teorilerini ve ortalıkta gezinen kültlerin meydana çıkış nedenlerini keşfetmeye çalışıyor. Zorlayarak ve gerektiğinde rahatsız edici bir üslupla yazılmış olan "İnsanlar Neden Saçma Şeylere İnanır" adlı bu kitap, sadece kendi kuruntularımızın inanılmaz kapasitesini ortaya koymakla kalmıyor aynı zamanda bilimsel ruhun da bir kutlaması olarak karşımıza çıkıyor. SİT
1)Kitabı okurken sıklıkla kendime sorular sordum. İnançları sorgulatıp, kendi alışkanlıklarını geride bırakmaya yönlendirmesi hem güzel hem de tuhaf oluyor. Çünkü insan bu zamana kadar inandığı birçok şeyi tekrar sorgulamaktan kendini alamıyor.
2)Kitabın kapağındaki imaje vuruldum ve kitabı aldım ancak inanılmaz derecede akıcı ve ilgi çekici bir kitap olduğunu gördüm. Bilimle ilgilenen ilgilenmeyen herkesin, özellikle hayatta bazı şeylere sorgusuz sualsiz inanan herkesin mutlaka okuması ve kendisini sorgulaması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Çevirisi için de yorum yapan arkadaşlar bence haksızlık ediyorlar; her cümle son derece anlaşılır ama konu gereği bazı bölümlerde anlatılanlar karmaşık. İngilizcesini de okudum. Çevirmen başarılı bir şekilde çevirmiş ve hakkını da vermiş bence. Kalınlığı da korkutmasın çabucak okunuyor.  

İLKER BALKAN'DAN UMUT,KADIN VE KRİSTAL GÜL

Hayatta, bana tutunacak kimse yoktu eskiden de, onun eksikliğini duymuyorum; ama benim de tutunacak kim-sem kalmadı artık. Hayat, benden aldıklarının yerine, ben-den başka bir şey koymadı hiç. Yaman bir güneşin titrek dalgalarında aradığım huzur bile, bir karganın sesiyle bozuluyor her sabah. Ben, gitmekle kalmak arasındaki çizgide ge-çirdim yaşamımın çoğunu. Son bir senedir, yatak odamızın kapısından içeri almıyordu beni karım. Çocuğum, daha "baba" derken öğrenmişti "kaka" demesini ve bunları birleştirerek söylemesini. Mavi pabuçlarının ponponlarından baş-ka hiçbir şey yok şimdi ondan bana kalan. Yüzünü bile görmedim zaten kaç zamandır.
Ben tükendiğimde ne olacak. Asıl olan ne menem bir şeydir ki, bana hiç uğramadı. Zamanında elimde olup da, şimdi yalnızca geçmişimde, tümlenmiş duygularda, kesişen anılarda olan o kadar çok hasretlik sevdam var ki... Kanıma girip de ruhumu derin sızılarda inleten kalp ağrılarım da bana aşkın ne derece kuvvetli ve ne derece zayıf olduğunu gösterdi. Kendimle zıt yüklü kutupların ortak çekim alanında kim var kim yoksa, yarattığım itkiyle yere serilip, ardımdan bir dolu küfür yağdırdılar senelerdir.

JOHN BUCHAN'DAN OTUZ DOKUZ BASAMAK

Uzun süre Afrika’da yaşamış olan Richard Hannay İngiltere’ye döndüğünde kendini, tüm Avrupa’yı savaşa sürükleyecek sansasyonel bir komplonun içinde bulur.
Dairesinde bir cesetle karşılaşan Hannay’in, hem komplocuların hem de ülkenin polis kuvvetlerinin dikkatini çekmesiyle öykü nefes kesici bir takibe dönüşür.
Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasından hemen önceki yaz aylarında geçen Otuz Dokuz Basamak, şimdiye kadar yazılmış en iyi ve en başarılı gerilim hikâyelerinden biri kabul edilir.
Otuz Dokuz Basamak’ın önemi, sadece ilk gerçek casus macerası olması değil, aynı zamanda o dönedeki sosyal ve politik olayları yansıtmış olmasıdır. Buchan’ın bazı varsayımları bugün sorgulanabilir, ama bu varsayımların o dönemin ve Buchan’ın ait olduğu sınıfın özellikleri olduğu unutulmamalıdır. Otuz Dokuz Basamak birçok kez filme alınmıştır, fakat hala beyaz perdeye ilk aktarımı olan, Alfred Hitchcock’un yönettiği, başrolünü Robert Donat’ın oynadığı siyah beyaz versiyonu en iyisidir.

1)Bu kitap birkaç defa filme çekilmiş ama ben Alfred Hitchcock'un versiyonunu defalarca izlemiş biri olarak, gerçekten şaşırdım bu kitabın yayınlanmasına. Hatta bu muhteşem filmin bir kitabı olduğuna da şaşırmıştım çok. Ama filmi o kadar güzel ki umarım kitabı da yanıltmaz bizi.(idefix.com'dan alınmıştır.)

20 Eylül 2010 Pazartesi

ANTON ÇEHOV'DAN PARTİ


1)Sonunda gerçek bir edebiyat ürünü daha can bulmuş. Teşekkürler... Büyük bir kaybın önüne geçmiş durumdasınız.(idefix.com'dan alınmıştır.)

EDITH WHARTON'DAN MASUMİYET ÇAĞI


1)Kitap bir aşk hikayesi belki ama aslında içinde aşktan çok daha fazlası var. Kendinizi yakın hissedeceğiniz bir karakter mutlaka var kitapta. Ayrıca kitabın çevirisini çok beğendim. Bazı yerlerde öyle orijinal sözcükler seçilmiş ki, işte tam da bu dediğim çok renkli cümlelere rast geldim kitapta. Bir de yazarın lirik anlatımın doruğuna çıktığı bir nokta var ki, kitabın son yirmi sayfası, okunabilecek en güzel sayfalardan bence.

ANNE PROVOOST'TAN NUH'UN GEMİSİ

1)Ben bu kitabı satın alırken ki (yabancı bir yazardan ) acaba onlar ne düşünüyor diye merak ettim yazarın dilinden farklı din düşüncelerinden .. kitabı okuduğumda her ne kadar bizim yaradanımıza inanmasalar da varlığını hissetmeleri güzel bir duygu oldu benim için ... bir gün dilerim onlar da gerçeği gerçek yaradanı bulurlar..Bununla birlikte, Türkce çevirisi belki daha iyi olabilirdi diye dusunuyorum. Yine de güzel ve klasikleşmiş "Nuh ve Tufanı" hikayesin farklı bir bakış açısından sunuyor... Tavsiye ederim.(kitapyurdu.com'dan alınmıştır.)

2)Kutsal dinlerin en önemli unsurlarından biri olan Nuh'un Gemisi roman olarak karşımızda.Kitap 2006'da Uluslararası Dublin Edeebiyat Ödülü'nü kazanmış.Proovoost bu kitabında dini metinlerde anlatılanların aksine kendi öyküsünü oluşturmuş,dünyayı sele kadar götüren olayları ve gemideki şartları dramatik bir öykü olarak kurgulamış.Bazen aşırı derecede erotik bir hikayeye dönüşsede,bildiğimiz öyküye farklı bir açıdan bakmak açısından okunur bir eser...(kitapyurdu.com'dan alınmıştır.)

3)Hikayenin gidişatını beğendim. İlk başında beni Kahramanın cinsiyeti hakkında yanılttı ve sonradan supriz yapti; Re Jana'yi, nedendir bilmem, ilk başta bir erkek sanmıştım...(idefix.com'dan alınmıştır.)

4)Başarılı, okumanızı tavsiye ederim.

5)Bu kitabı okumanızı tavsiye ederim. Aşk ve ölüm duygusunun insana neler yaptıracağını bir nebze olsun anlayabilirsiniz. Aldığınıza pişman olmayacaksınız. Lafın kısası aldığı ödülü sonuna kadar hak ediyor.